Bugun...
SON DAKİKA

ÇEŞME'DE İZ BIRAKANLAR: SUCU AHMET

1917'de Sakız Adası’nda doğar Ahmet Büyüksomalı... Annesinin dayısı, Mısır’da Vali’dir. Vali Selim Paşa’nın mali desteğiyle, Sakız Adası’nda oldukça rahat bir yaşam sürdürmektedir Büyüksomalı ailesi..
facebook-paylas
 Tarih: 02-08-2024 14:21:01  -   Güncelleme: 02-08-2024 14:32:01

ÇEŞME'DE İZ BIRAKANLAR: SUCU AHMET

İSA ATAGÖZ /

Ailenin Rum hizmetçileri, Ahmet Büyüksomalı’nın da Rum dadısı vardır.
Ancak her ne kadar ekonomik açıdan rahat olsalar da Rumların baskıları ve katliamların başlaması üzerine, hiç istemedikleri halde Sakız’ı terketmek zorunda kalır aile...

Mal varlıklarını, paralarını Sakız dışına çıkarmaları yasaktır. Ancak bir çözüm bulurlar; o sırada 1 yaşında olan Ahmet’in altını bağladıkları bezinin içine bir miktar altın saklarlar. Ahmet küçük olduğu için aramazlar Ahmet’i gümrük görevlileri...

Çeşme’ye gelirler...

Sakız’daki rahat yaşam sona ermiştir. Çeşme’de ev, Ayasaranda’da 25 dönüm arazi verilir aileye...

Sakız’daki ekonomik rahatlık yüzünden meslek sahibi olamamıştır Ahmet’in babası. Çalışmaya alışkın değildir. Ancak Ahmet’in altını bağladıkları bezin içine sakladıkları altınlar da suyunu çekmek üzeredir.

Kahveciliğe başlar Ahmet’in babası...

Gün gelir, Ahmet büyür...

Okumamıştır...

Ailenin bütçesine katkıda bulunmak zorundadır...

Suculuğa başlar Ahmet..

Mahalle çeşmelerinden tenekelerle su taşır Ahmet...

Artık “Sucu Ahmet”tir...

“Sucu Ahmet” müziğe de meraklıdır. Tenekelerini su doldururken ve taşırken Rumca, Türkçe marşlar söyler “Sucu Ahmet”... En sevdiği marş “İzmir Marşı” ve “Barbaros Marşı”dır.. En sevdiği şarkı da “Eriştin Ey Bahar” şarkısı...

Bir elini yumruk yapar marş söylerken “Sucu Ahmet”... Diğer elinin parmaklarıyla da yumruğuna vurarak tempo tutar...

Giyimine de çok düşkündür.. Takım elbise, fötr şapka... Çeket yaka cebinde mutlaka mendil olur ya da karanfil...

Esansa da çok düşkündür... Cebinden eksik etmez küçük esans şişesini...

Her yaz mutlaka Ilıca’ya giderdi “Sucu Ahmet”... Takım elbisesini özenle giyer, yaka cebine tertemiz mendilini yerleştirir, fötr şapkasını da giyerek giderdi Ilıca’ya...

Ve Ilıca’da fotoğraf çektirirdi mutlaka... Ilıca’da Şerif Somalı’ya uğramadan dönmezdi Çeşme’ye...

İbrahim Büyüksomalı’nın amcasıydı “Sucu Ahmet”...

İlerleyen yaşlarında, 9 Eylül törenlerine, İzmir’e gitmek ister. Yeğeni İbrahim Büyüksomalı’ya “9 Eylül şenliklerine götür beni” der.

Yine özenle hazırlanır “Sucu Ahmet”... İzmir’e, törenlere giderler yeğeniyle...
Konak’ta yapılmaktaydı 9 Eylül törenleri..

O günü şöyle anlatıyor İbrahim Büyüksomalı:

“Amcamla Konak’taki töreni izledik. Amcamla birbirimizi kaybetmekten korktuğum için sık sık kolluyordum O’nu. Resmi Tören geçişi başlamıştı. Önümüzden bayraklar, flamalar, Güney Deniz Saha Komutanlığı Bandosu ve Belediye Bandosu geçiş yapıyordu. Bir an, nasıl olduysa amcamın yanımda olmadığını farkettim. Telaşla sağa sola bakarken, birden Güney Deniz Saha Komutanlığı Bandosu’nun arkasında yürüyen amcamı farkettim. Başı dik, uygun adımlarla bandonun arkasında yürüyordu amcam. Herkes ona bakıyor, alkışlıyordu. Böylesine tutkuyla seviyordu bandoyu amcam.”

Çeşme Belediye Bandosu, Belediye Başkanı Hulusi Öztin döneminde yeniden toparlanır. O günleri yine İbrahim Büyüksomalı’dan dinleyelim; “Yıllar önce dağılmış olan Çeşme Belediye Bandosunu yeniden kurdu Hulusi Bey. Aklımda kaldığı kadarıyla Acar Görgün, Ali Peker, Kemal Saatlı, Muharrem Çilek Belediye Bandosu’ndaydı. Bandoya özel elbise diktirmişti Hulusi Bey. Şapkaları da vardı. Amcamın bandoya olan merakını ve sevgisini bilen Hulusi Bey, o özel elbiselerden ve şapkadan bir takım da amcama verdi. Törenlerde amcam bandonun arkasında yürürdü. Coşkusu görülmeye değerdi.”

İbrahim Büyüksomalı, amcasının bir başka tutkusundan da bahsetti: “Ecevit tutkusu”...

“Ecevit’i çok severdi. Hiç unutmam, Ecevit bir seçimi kaybettiğinde, Emin Okyay’ın kahvesinde hüngür hüngür ağladı amcam.”

Amcasının ölümünden önceki 2 günü de hiç unutamadığını anlattı İbrahim Büyüksomalı. “Hastalanmıştı. Doktor Tayfun Aydemir’e götürdüm. Üşütmüş dedi. İlaçlarını aldım. Her nedense ciğer ve balık istedi benden. Aldım. Annem yaptı, yedi amcam. Ertesi gün durumu ağırlaştı. Akşamüstüydü. Annem amcamın durumunun ağırlaştığını söyledi. Hemen doktor almaya gittim. Ama ne yazık ki, biz gelinceye kadar hayatını kaybetmişti amcam.”

“Hastalığı döneminde 1 gün yatmıştı. Nejla ablama (Nejla Özmen TRT Türk Sanat Müziği Sanatçısı ve Koro Şefi’ydi. İzmir’de Konservatuar’da öğretim üyeliği de yaptı) müziği sevdiren kişiydi amcam. Amcamın, okuduğumuz dönemde bana ve ablama yaptığı katkı asla unutulmaz. Onun verdiği harçlıklarla okuduk biz. Amcamın üzerimizdeki emeği çok fazladır.”

Ve İbrahim Büyüksomalı’dan son bir anekdot; “Jandarma asteğmeniydim. Çeşme’ye 1 defa resmi elbiseyle geldim. Benim kıyafetlerimi görünce ‘sana şimdi bu astsubaylar selam verecek değil mi?’ dedi. Ben ‘evet’ deyince, ‘ha iyi’ dedi. İçten içe ne kadar sevindiğini hissetmiştim.”
 
 
 
  Bu haber 1309 defa okunmuştur.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER YEREL Haberleri
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
  HABER ARŞİVİ
  HAVA DURUMU
GAZETEMİZ
  ANKET Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
  NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI