Tweet |
Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirilen basın açıklamasına, DEM Parti İzmir Milletvekili Burcu Gül Çubuk'un yanı sıra, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Türkiye Komünist Partisi (TKP) Çeşme Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (Doğu-Der), Çeşme Ağrılılar Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği ve DİSK Emekli-Sen Çeşme Şubesi temsilcileri de katılarak destek verdi.
"İktidara biat etmeyen, diz çökmeyen herkesin seçme ve seçilme hakkı elinden alınmaktadır”
DEM Parti İzmir Milletvekili Burcu Gül Çubuk, yaptığı açıklamada, “Yıllardır Kürtlerin seçme ve seçilme hakkını kullanmasının ardından kayyum atamalarıyla karşı karşıya kaldık. En son 31 Mart 2024 seçimlerinden sonra Hakkari’ye kayyum atandığında şunu söylemiştik: ‘Hakkari ve İzmir birbirine sanıldığı kadar uzak değildir. Bu saldırı başka yerlerde de karşımıza çıkacaktır.’ Ve Esenyurt’ta gördük. Artık anladık ki yalnızca Kürtlerin değil, iktidara biat etmeyen, diz çökmeyen herkesin seçme ve seçilme hakkı elinden alınmaktadır” dedi.
"Kayyum atamaları, sistemin içinde olduğu çöküşü gözler önüne seriyor"
Çeşme Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan DİSK Emekli-Sen Çeşme Şubesi Başkanı İbrahim Tuz, "Ekonomik ve toplumsal sorunlar derinleşmeye devam ederken, Türkiye’de demokrasiyi ve barış iklimini tesis etme çabalarına yönelik saldırı niteliği taşıyan uygulamalar hayata geçirilmektedir. Geçtiğimiz hafta Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ve yerine kayyum atanmasının ardından şimdi de Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Şanlıurfa Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyum atanmıştır. Seçim iradesini tanımayan, kendisi dışında hiçbir sese, söze ve görüşe tahammül edemeyen iktidar, yurttaşların iradesini yok saymaya; seçme ve seçilme hakkını ihlal etmeye devam etmektedir. Kayyum atamaları, bir bütün olarak sistemin içinde olduğu çöküşü gözler önüne sererken, iktidarın üstesinden gelemediği her türlü başarısızlığını zorla kapatmaya çalıştığını; seçimle kazanamadığı zaferi darbe ile kazanmayı umduğunu göstermektedir” diye belirtti.
"Kayyum darbesinde ısrar etmek, siyasi tükenmişliğin göstergesidir"
Kayyum atamalarının halk iradesine yönelik gerçekleştirilmiş açık bir darbe olduğu kaydedilen basın açıklamasında, "Daha önce gerçekleşen kayyum darbeleri halk tarafından reddedilmiş, kayyum pratiği seçimlerde büyük bir yenilgiye uğramış ve halk kendi iradesini demokrasiden yana kullanmıştır. Her seferinde yenilgiye uğrayan kayyum darbesinde ısrar etmek, siyasi tükenmişliğin göstergesidir. AKP-MHP iktidarı, seçimle kazanamadığını yargı ve kolluk marifetiyle ele geçirme alışkanlığını ve kayyum darbesini bir rejime dönüştürmüştür. Bu saldırı, aynı zamanda halkın seçme ve seçilme hakkına büyük bir saldırıdır. Halkın doğrudan katılımının olduğu yerel yönetimlerin, belediyelerin ablukaya alınması ve adeta karakola çevrilmesi, mevcut siyasi rejimin meşruiyetinin bittiğinin açık ilanıdır. Vesayetle ve darbelerle mücadele ettiğini söyleyenlerin bizzat katıksız birer darbeciye dönüşmüş olması ibretlik bir durumdur. Bu topraklarda zorbalık ve zulümle hiçbir iktidar abad olmamıştır, olmayacaktır da. Halk bu zorbalığa asla boyun eğmeyecektir. Son yerel seçimlerde, iktidar bu pratikleri nedeniyle büyük kaybetmiştir ve bu yöntemde ısrar ettikçe daha büyük kaybedecektir” denildi.
"Herkes en yüksek düzeyde sesini ve itirazını yükseltmelidir"
“Kayyum darbesi, 85 milyon için demokrasi ve özgürlük sorunudur" diye ifade edilen basın açıklamasında, "Önlem alınmazsa hangi partiden ve düşünceden olursa olsun, bu darbe artık bütün Türkiye halklarının seçme ve seçilme hakkına, siyasi iradesine yönelmiş açık bir tehdittir. Bu vesileyle bütün demokratik kamuoyuna çağrımızdır: Bu gayrimeşru darbeci anlayışa karşı herkes en yüksek düzeyde sesini ve itirazını yükseltmelidir. Her koşulda halkın iradesini savunmak ve halkın yerel yönetimlerine sahip çıkmak öncelikle görevimizdir. Asla boyun eğmeyeceğiz, asla mücadeleden geri durmayacağız. Eğer iktidar, iflas etmiş bu yöntemlerle başarılı olacağını düşünüyorsa çok büyük yanılmaktadır. Halkımız da her şart ve koşulda kendi iradesine sahip çıkacaktır. Özgür, demokratik ve laik bir Türkiye için; eşit ve adil bir memleket için barış ve demokrasi umudunu yeşertmeye devam edeceğiz. Demokratik haklarımızdan vazgeçmeyecek, demokrasi mücadelesinden emekli olmayacağız!” diye belirtildi.
"Halkın seçme ve seçilme hakkına müdahale"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (Doğu-Der) Başkanı İrfan Ülgen ise; “Türkiye’de halkın iradesine saygı temelinde bir demokrasi hedeflenmektedir. Ancak kayyum atamaları, halkın seçtiği belediye başkanlarının yerine devlet tarafından görevlendirmeler yapılması, bu ilkelere zarar vermektedir. Esenyurt, Mardin, Batman gibi belediyelere atanan kayyumlar, halkın seçme ve seçilme hakkına müdahale olarak değerlendirilir. Güçlü bir demokrasi ve halkın iradesine dayalı bir yönetim için seçilmiş yöneticilere saygı gösterilmesi elzemdir” dedi.