Tweet |
İzmir suikasti girişiminin ardından Çeşme'nin Ilıca Mahallesi'ne gelen ve Ilıca'da 8 gün kalan Mustafa Kemal Atatürk'ün Çeşme'deki günlerini yakınlarından dinleyen ve araştıran, Çeşme'deki çeşitli söyleşilerde o günleri anlatan Mehmet Culum, çok okunan 4 kitabının ardından beklenen kitabı "Atatürk'ün Çeşme Günleri" adlı kitabını da tamamladı.
Çeşmeli yazar Mehmet Culum, İzmir suikasti ile ilgili olayları da eklediği kitabıyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Her şey, bir gün Çeşme-Ilıca’daki Rasim Palas Oteli’nin lobisi sayılabilecek girişindeki bambu koltuklarda oturup sohbet ederken, halam Pakize Hanım’ın aniden, yemek salonunu göstererek:
“Ben, şu salonda Atatürk ile dans etmiş bir kadınım.” demesiyle başladı.
Ardından yanında oturmakta olan eniştem Reşat Bey de parmaklarını açıp ellerini uzatarak övündü.
“Bu eller,” dedi, “bu eller Gazi Paşa’ya defalarca hizmet etti.”
Aradan otuz yıldan uzun zaman geçmişti ama her şey dün gibi hatırlanıyordu…
‘98’de emekli olduğumda zamanım bollaşınca, aklıma ilk gelen halamın anılarını gözden geçirmek oldu. Alaçatı’nın özellikle kış aylarındaki olağanüstü sakin ortamında hepsini notlar halinde derledim. Ne mutlu ki, hemen hemen çoğunu hatırlıyordum. Daha sonra elimdeki kitapları yeniden okuyarak bilgilerimi tazeledim. Sıra yazmaya gelmişti artık ama içimde müthiş bir korku vardı. Atatürk’ün her günü, hatta her saati yüzlerce akademisyen tarafından yazılmış olduğundan, toplum Ata’nın yaşamını neredeyse ezbere biliyordu. Ya yanlış bir şey yazarsam?
Karalama şeklindeki notlarımı bir kenara koydum ve işe önce ailemin hikâyesi olan ‘Azab Ağa’ romanımı yazmakla başladım. Ardından diğerleri geldi. Artık kendi çapında tanınan bir yazar olmuştum. Bu yıllar boyunca Atatürk’ün Çeşme’de geçirdiği günlere de odaklanarak yazılı ve sözlü araştırmalarımı aksatmadan sürdürdüm.
Artık kitap şeklinde olmasa da bilgilerimi söyleşiler yaparak toplumla paylaşma zamanım gelmişti. Bu konudaki ilk söyleşimi, Atatürk fotoğrafları koleksiyoncusu, Yazar Hanri Benazus ile birlikte 2017 Temmuz ayında, Ilıca Taş İskele’de ilk kez düzenlenen ‘Ilıca’dan Ata’mıza Selam’ etkinliğinde gerçekleştirdim. İzleyen yıllarda da aynı etkinlikte defalarca konuşmacı oldum.
Çok okurlarım konuşmalarımı kitaplaştırmamı ısrarla istiyordu. Artık okurlarımın bu isteğini gerçekleştirme zamanı gelmişti. Klavyenin başına geçtim ve Ulu Önder’in Çeşme-Ilıca’da geçen 8 gününü yazdım. İşte elinizde tuttuğunuz bu ‘Beklenen Kitap’, o söyleşilerimde, Atatürk’ün ‘Çeşme Günleri’yle ilgili olarak katılımcılara anlattıklarımın romanlaştırılmış halidir. Akademisyen değilim. Belgesel kitap yazmak harcım olmadığından, romancı kimliğimle karşınıza çıkmayı uygun gördüm. Umarım beğenirsiniz…
Çok araştırdım ama ne yazık ki, Atatürk’ün Çeşme’de çekilmiş hiçbir fotoğrafına rastlayamadım. Sağda solda dolaşan, medyada basılıp Çeşme’de çekildiği iddia edilen fotoğrafların hiçbiri yöremize ait değildir. Keşke olsaydı…
Ulu Önder Atatürk, Çeşme’ye geldiğinde 45 yaşlarındaydı. Cumhuriyeti kurmuş, bütün dünyada hayranlıklar yaratan devrimleri gerçekleştirmeye başlamıştı ama çekemeyenleri de çoktu. İzmir Suikastı işte bu vatan hainleri tarafından düzenlenmişti. Ne mutlu ki başaramadılar. Bu akıl almaz suikast olmasaydı, Atatürk muhtemelen Çeşme’ye hiç gelmeyecekti. Bu yüzden, konusunda ilk ve tek olan kitabımın 2. Bölümüne suikastla ilgili olayları da ekledim.
Son olarak bir konuya daha açıklık getirmek isterim. Ben, Ulu Önder Atatürk hakkında okudukça kendini daha ‘cahil’ hissedenlerdenim. Tanrı’nın, Türk milletine bir armağanı olan bu ‘Yüce Deha’ hakkında ne kadar yazılsa ve anlatılsa azdır. Umarım, ülkemizin gelecek kuşakları, O’nu iyi anlarlar ve açtığı yoldan, gösterdiği hedeften hiç şaşmadan daima ileriye koşar adım giderek Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarırlar. Ulu Önder gençlere şöyle seslenir:
“‘Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek olan sizsiniz.”
Biz Ilıcalılar, Atatürk’ü 8 gün ağırlamış olmakla ne kadar övünsek azdır… Selam olsun Gazi Kemal’e!"