Günaydın Can-Canlarım;
Bir müddettir sizlere seslenemedim, hafif bir virüs çarpmasına maruz kaldım. Ama ben pabuç bırakır mıyım öyle virüse, mirüse? Yendim gitti! Ancak yaş ilerledi malum! Kendim pek hissetmesem de, en yakınlarım, 'artık genç değilsin, kendine dikkat etmelisin' ikazlarını ileri safhaya çektiklerinde, inanın bundan epey rahatsızlık duyuyorum. Sağlıklıyım Allah'a bin şükür, ufak tefek 'mum yanmalar' tabii ki de var! Ancak sizce ben teslim olur muyum??? Sadece Alnımdaki okunamayan yazı biliyor, vademi, o da ser verip sır vermiyor kurban??? Şunun şurasında az kalmış, alışkanlığım olan sevdiğim oyalanmaları, sevdiklerimle yakın temasta olmayı, hepsini bir arada yaşamak istiyorum. İster isterim! İsteyenin yüzü bir kara, vermeyenin ya da müsaade etmeyenin, iki!!
Neyse, çenem açıldı ya, esas değinmek istediğim konuya bir türlü erişemem etrafta dolanmaktan! Bu da benim, isteyip de değiştiremediğim bir alışkanlık! Olsun varsın! Kime zararı dokunuyor? İstemeyen okumaz, ya da kulak asmaz olur biter demi?
Hepimizin ortak derdi, canımız memleketimiz ve içinde olan biten nahoş, hatta bir türlü dinip bitmeyen çekişmeler ve yarattığı gündemler. Hepimiz millet olarak huzurlu bir yaşama muhtacız, özlem içinde bekliyoruz, oluşumunu. İstiyor ve bekliyoruz da, belirsizlikler, guruplar arasındaki, kararsızlıklar, bizleri veya muayyen bir zümreyi diyeyim, çünkü biat etmeye kayıtsız şartsız ant içmiş olanlar, savımızı çürüteceklermiş gibi, sinsi bir hazırlık içindeler gibime geliyor. Diğer taraftan en nihayet adlarını belirlemiş olan, umutlarımızı bağladığımız gurup da ''6'lı masa''dan, , ''Millet İttifakı'' olarak adlandırılmak istediler... Vatana, Millete hayırlı olsun! Ancak Allah'ınız aşkına artık bir kararda, bir adayda birleşin yahu! Altınızın birden Cumhurbaşkanı adayı olma imkanı yok! En yakışan, akıllı, adalet kavramını en iyi benimsemiş olanı, inananların peşinden korkusuzca gidebileceği bir şahıs olsun! Detaya girmek istemiyorum, çünkü hemen hemen hepsinde, Kılıçdaroğlu, haricinde Devlet idaresinde bulunmuş ve başarısızlık göstermiş sabıklar v ar. Şayet, değerleri anlaşılamadığı için uzaklaştılarsa, söyleyecek bir sözüm yok. Ancak, beceriksizliklerden, başarısızlıklardan dolayı uzaklaştırıldılarsa, bir açık kapı bırakmak lazım bunlara gibime geliyor. Şu anda yaşadıklarımızı yaşatacaklarsa, hiç denemesinler bile! Ama benim fikrimi almıyorlar ki bre kurban! Benim oyum bir tane! Neyi, nasıl etkiler bilemem ama dua ediyorum ki, inşallah istediğim, milletin hayrına olacağına inandığım bir kişi olsun, karar verdikleri aday, tabii, karar verebilirlerse...bu zamana kadar, çoktan uzlaşmış kararlaştırmış olmaları gerekiyordu... Belki de kararlaştırdılar, ancak, siyasi yıpranmaya maruz bırakmamak adına gizli tutuyorlar... Her ne ise bir an evvel özlediğimiz, Hak, Hukuk, Adalet çerçevesinde aydınlığa kavuşalım, güzel ülkemiz üzerindeki kara bulutlar dağılsın, memleketimiz üzerine salyaları akan kudurmuş aç gözlü şeytanlardan ıraklaşalım. Bizi bizden iyi kimse anlayamaz. Bizi bizden iyi kimse tanıyamaz. Biz birbirimize, kızarız da, sövüp sayarız, saldırırız da, ancak Vatan, Millet, Bayrak ve Hürriyet söz konusuysa, boynumuz kıldan incedir!
Haydi, var mısınız, hepimiz üzerimizdeki ölü toprağı silkeleyip, Güzel Yurdumuzun bekası için yek vücut olalım. Aşırı hırs, kin, bilmişlik, düşmanlıklar ve tutkularımızdan vaz geçelim. Vatan ve Bayrak tektir. Biri gelir, biri geçer gider ama Vatandan vaz geçilmez! Emellerden vaaz geçebilirsiniz, yenileri ve daha güzellerini edinebilirsiniz, ama Vatan öyle mi yaaa! Dünyanın bütün nimetlerini zaten üzerinde taşıyor! Vaz geçilir mi ondan? ASLA!!! Evlatlarımıza bırakabileceğimiz tek bölünmez mirastır o! Bağrında yetiştiğin, büyüdüğün anandan nasıl vaz geçemezsen, VATANINDAN DA VAZ GEÇEMEZSİN! Zira en iyi şartlarda bile gidilecek, sığınılacak başka bir 'SİNE' yoktur ve olamazda...
Evlatlarını, 'Vatan sağ olsun' diye bu Ülkenin bekasına şehit vermiş analar, babalar sizlerin vicdanından davacı olurlar sonra, haklı olarak......