Günaydın Can-Canlarım;
Meryl Streep var ya, şu Amerikalı aktris, bayılırım evvel ezel ona. Kabiliyetine toz kondurtmam. Yaşantısı kendine has! Özel hayatı dillerde sakız değil, kendisi için yaşıyor besbelli. Paylaştığı yazıda da ne kadar akıllı, olgun, emeline nail olmuşluğunu gösteriyor. Bir kere daha alkışlarım o'na.
Diyor ki:***Uzun bir zamandır, dinleme saygısını göstermeyen, her zaman haklı olmak isteyen insanları dinlemeyi bıraktım.
Beni hiç aramayan insanları aramaktan, düşünmekten vaz geçtim. Yaşamıma ne ile rahat hissediyorsam, lüzumsuzlukları düşünmeden, tutkuyla devam ediyorum. Herkesle, her şeyle olan ilişkimde, kendi sezgilerime güvenerek, esas alarak yürütüyorum. Negatif düşüncelerin esiri olan insanlarla görüşmüyorum. Yalnız, kendime uygun olan az miktarda yeni tanıdık kabul ediyorum, zira etrafımı kendime göre daralttım. zira kendimi şımartmayı değerlendirmeyi öğrendim, ihtiyaçlarım, rüçhan hakkım neyse o'dur. Buna layık olduğuma inanıyorum....**
.....Demek ki, ünlü aktrisimiz de, aradığı yaşam şeklini bulmuş. Yaşanacak ne kaldıysa, ne kadar kaldıysa, safralarla değil, yanlarında huzurlu ve rahat hissedeceği çevreyi seçmiş, ayıklayarak...en doğrusunu da yapmış! Geldik, gidiyoruz, bir bilinmeyene doğru...bu yaşlara kadar etrafımızda hep insan sesleri ve yeni yüzler aradık...belki de, şuuraltında tanıdıklarımızın yetersizliğini anlayabiliyorduk, taa ki farkında olana kadar. Hayatın kıymetini de iyice idrak ettik. Kalan zamanımızı, safsata ve, bize göre lüzumsuzluklarla, daraltmak istemememiz fevkalade doğru. Nefes alanımızı daraltmasınlar, gölge etmesinler başka isyan istemeyiz! İş o raddelerde demek istiyorum. Hayatını kaybedenler, acı, dayanılmaz kayıplarla ruhları kararan insanlara empati gösterebiliyorum artık, ne kadar köreldiğimi anlayın! Eskiden, çevrem geniş ya, herkesin, incir çekirdeğini doldurmayacak kadar değerli ıvır zıvırına dert ortağı oldum, çok lazımmış gibi...ama artık yeter! Kalan hayat benim! Sıkıntı ve üzücü haberler beni daraltıyor.....
Oysa kalan zamanım o kadar değerli ki! Emri Hakkın, kapımı ne zaman çalacağını bilmiyorum, ''hazırım efendim'' demeyi hiç düşünmüyor ve asla istemiyorum. Hayatın tadını kendime göre, çıkartmaya devam etmek istiyorum, sadece yakarışlarımdaki tek gerçekle; ''aklımdan evvel canımı al Yüce Allah'ım!'' Haa, bir de ''beni evlatlarımın arkasına bırakma!'' var, her zamanki yakarışlarımda...