***Öğrendim ki; dünyadaki en iyi sınıf, olgun ve yetişkin bir insanın ayak ucundadır.
Öğrendim ki, aşık olduğun zaman saklayamazsın, apaçık görünür.
Öğrendim ki, bir kişinin bana ''günüme renk kattın'' demesi, benim de günümü renklendiriyor, anlam katıyor...
Bir çocuğun kollarımda uykuya dalması, dünyadaki en huzurlu anlardan biri olduğunu öğrendim.
Şefkatli olmanın, haklı olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.
Ufak bir çocuktan gelebilecek armağana asla hayır denmemesi lazım geldiğini öğrendim...Birine yardım edebilecek kudretin ve kuvvetin yoksa, onun için her zaman dua edebileceğimi öğrendim...
Öğrendim ki hayatta, ne kadar ciddi ve ağırbaşlı olman gerekirse, yanında yükünü hafifleten bir arkadaşın varlığına ihtiyacın var. Bazen bir kişinin elini tutacak ve anlayışlı bir kalbe gereksindiğini
öğrendim...
Babamla el ele, yaz geceleri, evin etrafındaki bloklar arasında yaptığım yürüyüşlerin, bir çocuk için ne kadar sihirli ve öğretici olduğunu öğrendim...
Hayatın bir tuvalet kağıdı rulosu gibi olduğunu, sona yaklaştıkça, daha hızlı boşaldığını öğrendim.
Allah'tan istediğiniz her şeyi vermediğine sevinmemiz lazım geldiğini öğrendim. Paranın sınıf satın alamadığını öğrendim...
Öğrendim ki, hayatı yaşanası kılan günlük ufak olaylardır. Herkesin, sert kabuğunun altında sevilmek ve takdir edilmeyi bekleyen biri olduğunu öğrendim. Hakikatleri görmezden gelmenin onları değiştirmediğini öğrendim...Bir insanla hesaplaşmaya çalıştığında, o kişinin seni kırmaya devam edeceğini öğrendim...
Zaman değil, sevginin tüm yaraları iyileştirdiğini öğrendim...Kendimi iyi bir kişi olarak yetiştirmenin yolunun, benden daha akıllı kişilerle etrafımın dolu olmasına bağlı olduğunu öğrendim...
Tanıştığın her kimsenin gülümsemeyle karşılanması lazım geldiğini öğrendim. Hiç kimsenin, onlara aşık olmadan, kusursuz olamayacağını öğrendim. Hayat zor ama, ben daha zorum, bunu öğrendim...
Karşına çıkan imkanlar hiçbir zaman kaybolmaz, senin kaçırdığını bir başkası alır, bunu öğrendim...
Şayet acıya demir atarsan, mutluluk başka bir limana yanaşacaktır...
Öğrendim ki, sevgili anneme, ölmeden evvel, onu ne kadar çok sevdiğimi bir defa daha söylemek isterdim...
Bir kimsenin ağzından çıkacak sözlerin, yumuşak ve okşayıcı olması gerektiğini öğrendim, zira yarın o sözleri yemek durumunda olabilirsiniz...
Gülümsemenin, kişiye yakışmasının pahalı bir şekilde edinildiğini öğrendim...
Yeni doğmuş bebek torununuzun küçük parmağınızı minicik avcunda sımsıkı tutarken, hayata kenetlendiğinizi öğrendim...
Hayatta bir dağın tepesinde yaşamak isteyen herkesin, o dağa tırmanırken mutluluğu ve olgunluğu tattığını öğrendim...
Ve, çalışmak için harcadığım zaman ne kadar az ise, o kadar çok şey yapmış olduğumu öğrendim.***
Umarım, sizleri sıkmamışımdır. Ben okurken kendimi o kadar içinde buldum ki, paylaşmak istedim. Yaşanmışlıklar, ayrı yerlerde ayrı zamanlarda olabilir, ama gösterdikleri doğrular, tecrübeyle kaimdir. Ve bütün bunları okurken minimal ve hatta yok denecek kadar ''ah keşke'' geçirmişsinizdir içinizden, ya da hem fikir olduğunuz, ve yaşadıklarınızla örtüşenlerde de yüzünüze hafif bir gülümseme yayıldığına eminim...insanız, çehrelerimiz benzemese de huylar benzerdir, aynı hislere kapılmış olmamız büyük bir olasılıktır diye düşünüyorum. Yoksa yanılıyor muyum???
Hepinize güzel bir pazar günü dileklerimle, esen kalın, hayata bağlılığınızı asla kaybetmeyin, zira yaşamak, hele hele dilediğiniz gibi, sevgi dolu huzurla yaşamak dünyanın en büyük hazinesidir bence. Onun için sevgi ışığınız, mutluluk, sağlıklı yolunuz olsun...