*- TEFTİŞ DEĞİL!
‘Hastane’ yazımı okuyan birkaç okuyucum ‘Geçmiş olsun!’ dedi.
Bir zamanlar birçok hastaneye birlikte gittiğimiz Gazeteci Ünal Tümin ‘Teftişe mi?’ diye sordu.
‘Bu hastanede öğle tatili iki saat mi?’ diye yazmıştım.
En başta Rektör olmak üzere, hastane yönetimini ve özellikle idareci takımını, müdüründen şefine ‘Kontrol mekanizmasını’ çalıştırmadıkları için ‘görevlerini yapmamakla’ suçlamıştım.
‘N’olacak?’ diyenler çıkacaktır, bir ya da birkaç sağlık görevlisinin işini savsaklaması ve hastaları bekletmesi için…
İşte bizi batıran düşünce de bu!
Neyse!
*- YATAĞA YATIRDILAR
Şimdi Ünal Tümin’e bir gönderme daha yapayım!
Doktorlarımdan Nörolog Dr. İpek Hanım, ‘Seni bir yatağa yatırabilir miyim?’ dedi.
Yanında da, saydığıma göre sekiz Tıp Fakültesi öğrencisi vardı.
Onlara bir hastayı kontrol edileceğini gösterecekti.
‘Tabii!’ dedim…
Temiz çarşaflı yatakta uzandım, çevremi sardılar.
Yarının doktorlarına ‘Göz atarak; Bedava muayene!’ diyerek gülüştük.
Aslında benim de işime geliyordu, bu ‘Deneme tahtası’ olmam…
Bu arada çok eski yıllara gittim, İzmir Çocuk Hastanesi karşısındaki SSK dispanserinin başhekimi, Uzm. Nörolog Dr. Ayla Aydın’ı düşündüm.
‘Disiplin’ denilince aklıma getirdiği Dr. Ayla Aydın da uzun yıllar hekimliğimi yapmıştı, aynen uzm. Dr. Kemal Başak gibi…
Dr. M. Kemal Başak aynı zamanda benim gibi, milli futbolcumuz Kadri Aytaç’ın da doktoru idi…
Bilmeyenlere söyleyeyim:
Kadri Aytaç bugüne kadar gelmiş geçmiş en fazla transfer ücretini alan milli futbolcumuzdur.
Bugünkü parametreleri ele alırsak yine hiçbir futbolcu ya da sporcu Kadri Aytaç’ın transfer ücretini yakalayamıyorlar.
Neyse,
Öğrencilere biraz faydalı olduysam ne mutlu!
Kadavra da olabilirdim, böylece bu işten kurtulmuş oldum…
*- DOKTORLARIN İÇİNDE
Hastane ve doktorlardan laf açıldı ya, yine bir doktor meslektaşımdan söz edeyim;
Dr. Onur Şenli!
Dillerden yıllardır düşmeyen, meşhur ‘Agora Meyhanesi’ nin yazarı…
Ben ‘Demokrat İzmir’ gazetesinde spor yazarı idim, Dr. Onur Şenli de ‘Ege Ekspres Gazetesi’ muhabiri idi.
Bir de içimizde Dr. Ünal Özer vardı.
Birlikte spor muhabiri idik.
Yine Spor Yazarı Hüseyin Yangır ile ben Yaşar Eyice, Dr. Adnan Tan, Dr. Ali Kertiş, Dr, Şaban Acarbay, Dr. Erkan Sevinç, Dr. Çetin işleğen, Dr, Erol Duran, Dr. Cihan, Dr, Ruşen ilk aklıma gelen isimlerle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi imtihanını kazandık.
Hüseyin Yangır ‘Ben yapamam!’ dedi, ben de ‘Kan görünce, hastaları görünce dayanamam, yapamam!’ dedim…
Dr. Ünal Özer, Göğüs Hastalıkları Uzmanı oldu, tayini Karadeniz’e Of’a çıktı gitti, herhalde hastalara da çok ‘of’ çektirmiştir.
Dr. Onur Şenli’nin hoşgörüsüne güvenerek şunu anlatıyorduk!
‘Günün birinde eşi Kıymet Hanımla birlikte, trenle doğu gezisine çıkmış.
Günün meyvesini soyarken elini kesmiş.
Kanı görünce, ‘Doktor, doktor!.. Bu trende doktor yok mu? Ölüyorum!’ diye feryat etmeye başlamış…
Kıymet Hanım da, ‘Dur ne yapıyorsun?, sen doktorsun, panik yapma…!’ diyerek sakinleştirmiş…
Tabi bu hikaye, bunun anlatıcısı da Spor Yazarı Okan Yüksel idi…
Şimdi günümüzün bir gerçeğine daha dönelim.
Anlatan da, Şair Yazar Onur Şenli’nin değerli eşi Kıymet Şenli…
*- İMZAZIYI BASTI
Kıymet Şenli geçen hafta hastalandı ve ‘dualarınızla…’ diyerek, yine bir eğitim hastanemize gitti.
Sonuç mu?
Ağzından dinleyelim;
‘Şükürler olsun, kendimi zorla taburcu ettirdim!
Daha doğrusu; bastım imzayı çıktım!..
‘Allah acili acil yapsın!’
Kim kime, dum duma!
Hastanede intörn doktor, çocuklar ilgileniyor hastalarla…
Zavallılar hastayla mı ilgilensinler, yazışmalarla mı?
Uzun nöbetlerle geçen saatlerle, dolayısıyla hepsi yorgun çocukların…
Dolayısıyla hastaları ‘deneme tahtası’ olarak kullanıyorlar, deşilmedik yerim kalmadı…
Tek parça olarak hastaneden çıktığıma şükür ediyorum.
Allah bir daha düşürmesin!
Sağlık sistemimizi ne hale getirdiklerini acı bir şekilde gördüm yaşadım. Güzelim devlet araştırma hastanelerinin hepsi acaba böyle mi?
Maalesef bazılarını ‘bitirmişler!’
Aman hasta olmayın!...
Arayıp soranlara cevap veremediğim oldu, kusura bakmasınlar.
Tüm dostlarıma teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim.
Şimdilik kefeni yırttık!
Sonrası ne olur bilmem; ‘hepimizi Allah korusun kollasın!’ diyorum artık.
Sağlıcakla kalın!..’
Sıradan biri değil bunları yazan.
‘Agora Meyhanesini’ yazan Şair Dr. Onur Şenli!...
Bir gün Agora Meyhanesi’nin hikayesini de paylaşırım.
Umarım yetkililer Kıymet Şenli’nin yazdıklarına kulak kabartırlar.
*- RADYO İSTEKÇİLERİ
Binay Kazan’dan okudum.
2011 yılının Bahar aylarından bu yana ‘Radyo İstekçileri’ bir araya geliyormuş.
Düşündüm;
O zamanlar ‘Sosyal Medya’ belki de yoktu.
Varsa da çok az kişinin tekelinde idi, şimdiki gibi değil.
Herkes gibi ben de ‘Neymiş bu Radyo İstekçileri!’ dedim.
Ama anımsadım:
1970’li yıllarda gençlerin tek eğlencesi radyonun ‘müzik eğlence’ programları idi.
Bir de ‘Arkası yarın!’
Televizyon da yok, özel radyolar da!
Bu arada sevgili arkadaşımız, meslektaşımız Ümit Tunçağ, bu yılki toplantıda, ilginç TRT anılarını anlatmış.
Ümit Tunçağ, Ali Kocatepe ile hem müzik proğramları yapıyor, hem de spor spikerliği…
Anılarında Ümit Tunçağ, Ray Charles ile yaptığı söyleşiden de bahsetmiş.
Tabi ki; Ian Anderson, Toto Cutugno, Tom Jones, Sergio Mendes, Paco De Lucia ve Chick Corea röportajlarından da…
Sonra da radyo istekçileri için “Caz ve rock ünlüleriyle yapılan söyleşiler”
isimli kitabını imzalamış.
Binay Kazan gibi bana göre de bu son buluşmanın en önemli anı buydu. Radyo istekçileri, onların isteklerini çalan ve tek-tek isimlerini okuyan bir radyo yapımcısı ile beraberdiler.
İşte mutluluk buydu bence…
Toplantıya Adana’dan; Vedat Keskin, Ali Birbiri, Mustafa Ekiz ve Nadir Eti, Eskişehir’den; Fatoş Özden, İstanbul’dan; Berrin Betin üngör, Fatma Özdemir, Ali Kazancı, Mehmet Seçkin, Ankara’dan Nezihe Yargıcı, Bodrum’dan; Aysel Uzdik Karaner, Fethiye’den; Ahmet Hamamcıoğlu, Bursa’dan; Serpil ve Binay Kazan, Selçuk’tan; Didar Gezer, İzmir’den; Mehmet ve Gönül Karaman, Kıymet Unutma Şenli, Ayten Tarakçı,
Füsun Orbay, Nuran Sıcakyüz Değirmenci, Antalya’dan; Gülay ve
Haluk Sekmen katıldı.
Toplantı İzmir’in Seferihisar ilçesinde Sığacık Kaleiçi’ndeki bir restoranda yapıldı.
Restoranda da unutulmaz anlar yaşandı, hep bir ağızdan İlhan
İrem’in unutulmaz şarkısı “Anlasana” söylendi,
30’a yakın 70’li Yılların Radyo İstekçileri, Nisan-2025’de Adana buluşmasının sözünü verdiler, birbirlerine…